Düşük tansiyon, farklı bir adı ile “hipotansiyon” aynı yüksek tansiyonda da olduğu üzere ciddi bir çeşit sağlık problemlerine sebebiyet verebilmektedir. Düşük tansiyonun ilk belirtilerine gelirsek oldukça sık bir şekilde oluşan baş dönmeleri ve çeşitli bayılmalardır. Düşük tansiyonun başlıca sebepleri yetersiz ve düzensiz bir şekilde beslenme olarak görülebilmekteyken çeşitli diğer sağlık problemleri de kan basıncı değerlerinin normale göre çok daha aşağılarda çıkıyor olmasıdır. Eğer hipotansiyon farklı bir hastalık sebebi ile görülmekteyse yine sodyum ve B12 açısından zengin olan beslenme diyetleri uygulanabilmektedir ki uygulanmaları da önem arz eder.
B12 ve Folik Asit: Yetersiz oranlarda B12 vitamini ve yine folikj asit alımlarının belirtileri arasında düşük tansiyonun da oluştuğu anemi hastalığına yol açabiliyor. Sinir ve yine kan hücrelerinin gelişebilmeleri açısından oldukça önem arz eden B12 vitamini mide üzerinde protein berabrinde bir birleşim gösterir ve kan yolu ile emilmektedir. En kaliteli B12 vitamini kaynakları yine yumurta, süt, et ürünleri olarak biliniyor. Folik asit yine kan hücrelerinin oluşabilmeleri açısından önem arz etmektedir. Foik asit açısından zengin olan çeşitli besinler arasında ıspanak, karaciğer, börülce olarak sayabiliyoruz.
Magnezyum: Kemik yapısı ve vücudunzda oluşan 300’den fazla olan biyokimyasal reaksiyonlarda kullanılmakta olan magnezyum aynı oranda kan basıncı üstünde de etki gösteriyor. Ispanak, lahana gibi çeşitli sebzeler, fıstık, badem ve soya fasulyesinden günlük olarak alabileceğiniz magnezyumu alabilirsiniz.
Sodyum: Yüksek tansiyon hastalarına sodyum yani tuz tüketimi nasıl sınırlandırılmaktaysa düşük tansiyon hastalarında da yine sodyum açısından zengin beslenme diyetleri verilebilmektedir. Eğer ki tansiyonunuz oldukça düşük ise tuzlu ayran içip değerleri oldukça kısa bir süre içerisinde normal haline getirebilmeniz uygun olacaktır. Fakat aşırı tuz tüketimi damar ve kalp hastalıkları başta olarak çok daha farklı sistemlere zarar verebilmektedir. Bu yüzden bu diyeti uygulamaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız önem arz eden bir unsurdur.
Karbonhidratlar: Yemekleri yedikten sonra yine tansiyon düşmesi yaşanmakta ise yine buna “postprandiyal hipotansiyon” denilmektedir. Genel olarak yaşlı kişilerde otono sinir bozuklukları olan bireylerde ve yine Parkinson hastalığı bulunan bireylerde oldukça sık gözüken postprandiyal hipotansioyn, otonom ağır bir öğün ve yine karbonhidrat tüketiminin arkasından meydana çıkabilmektedir. Bu gibi kan basıncı düşmelerini engelleyebilmek açısında makarna, pirinç, patates ve ekmek tüketimlerinin sınırlandırılmaları tavsiye edilmektedir.
